SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 276 >>

DEVAM: 58. Erkeklerin Mescidde / Camide Uyuması

 

حدثنا قيبة بن سعيد قال: حدثنا عبد العزيز بن أبي حازم، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد قال:

 جاء رسول الله صلى الله عليه وسلم بيت فاطمة، فلم يجد عليا في البيت، فقال: (أين ابن عمك). قالت: كان بيني وبينه شيء، فغاضبني فخرج، فلم يقل عندي، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لإنسان: (انظر أين هو). فجاء فقال: يا رسول الله، هو في المسجد راقد، فجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو مضطجع، قد سقط رداؤه عن شقه، وأصابه تراب، فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم يمسحه عنه ويقول: (قم أبا تراب، قم أبا تراب).

 

[-441-] Sehl İbn Sa'd'dan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hz. Fatıma'nın evine gitti. O esnada Hz. Ali'yi evde bulamadı. Fatıma'ya: 'Amca'nın oğlu nerede?' diye sordu. O da 'O-nunla aramda bir tartışma oldu, bunun üzerine bana kızdı ve evden çıkıp gitti. Yanımda kaylule yapmadı' dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem birine 'Bak bakalım Ali nereye gitmiş' diye talimat verdi. Bir müddet sonra adam çıkageldi ve:  'Ya Resulallah şu anda Ali mescidde uyuyor dedi.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescide geldi. Bu esnada Ali uyuyordu. Ridasının bir kısmı açılmıştı. Bu yüzden vücudunun bir bölümü toprağa bulaşmıştı. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yandan toprağı temizliyor bir yandan da: 'Kalk Ebu turâb! Kalk Ebu turâb! diyordu.

 

Tekrar: 3703, 6204, 6280

 

 

AÇIKLAMA:     (Erkeklerin Mescidde / Camide Uyuması) Bu başlık erkeklerin mescidde cami’de uyumasının caiz olduğunu gösterir. Çoğunluk bu görüştedir. İbn Abbâs'ın, namaz kılmak İçin camiye gelip bu sırada uyuklayanların dışında camide uyun­masını mekruh gördüğü nakledilmiştir. İbn Mes'ud'a göre her ne şekilde olursa olsun camide uyumak mekruhtur. İmam Mâlik ise meseleye ayrıntılı bir biçimde yaklaşmıştır. Ona göre evi barkı olan kimselerin camide uyuması mekruhtur. Evi barkı olmayanların uyuması İse, mubahtır.

 

(Suffe) Mescidi Nebevi'de bulunan üstü örtülü bir yerin adıdır. Yoksul Müs­lümanlar buraya sığınırdı.

 

{'Amcanın oğlu nerede?') Bu ifadeye göre, akrabalara amcaoğlu denebilir. Zira Hz. Ali, Hz. Fatıma'nın amcası oğlu değil, babasının amcasının oğludur. Allah Resulü böyle demekle, Hz. Fatma'ya kocasına bu şekil­de hitap etmesini işaret buyurmuştur. Çünkü akrabalık bağlarının anılması ara­daki buzların erimesine yardımcı olur. Öyle anlaşılıyor ki, Allah Resulü onların arasında meydana gelen tatsızlığı sezmiş, bunun için kızın­dan, aralarındaki akrabalık bağını da anarak ona karşı şefkatle davranmasını istemiştir.

 

(Bu esnada o, uyuyordu.) Hadisin konu başlığıyla alakalı bölümü, burasıdır. Çünkü İbn Ömer'den nakledilen rivayet, evi barkı olmayan yoksul kimselerin mescidde/camide uyumasının mubah olduğunu gösterir.  Bu konudaki diğer rivayetler de bu doğrultudadır. Sadece Hz. Ali'nin bu olayını anlatan rivayet, herkesin camide uyuyabileceğine delalet eder. Ancak gece uykusu ile gündüz yapılan kaylule uykusunu birbirinden ayrı değerlendirmek de mümkündür.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar:

 

1- Camide kaylule yapılabilir.

2- Öfkeli birine sinirlendirmeyecek şekilde şaka yapılabilir. Bu şekilde öfke­sinin dinmesine yardımcı olunur.

 

3- Bir kimseyi babasından başka bir şeye nispet ederek ona künye verilebi­lir. Ayrıca künyesi olan birine başka bir künye daha verilebilir.

 

4- Sinirlenmediği takdirde birine künye ile lakap takılabilir. Nitekim "Edeb Bölümü"nde bu lakap ile (Ebu Turâb) çağrılmanın Hz. Ali'nin hoşuna gittiğine dair rivayetlere yer vereceğiz.

 

5- Damadın öfkesini dindirmek ve ona güzel söz söylemek caizdir.

6- Bir baba, kızının evine kocasının kızmayacağını bildiği zaman, onun izni­ni almadan girebilir.

7- Namaz dışında omuzların açılmasında hiçbir sakınca yoktur.

 

 

حدثنا يوسف بن عيسى قال: حدثنا ابن فضيل، عن أبيه، عن أبي حازم، عن أبي هريرة قال:

 رأيت سبعين من أصحاب الصفة، ما منهم رجل إلا عليه رداء، إما إزار وإما كساء، قد ربطوا في أعناقهم، فمنها ما يبلغ نصف الساقين، ومنها ما يبلغ الكعبين، فيجمعه بيده، كراهية أن ترى عورته.

 

[-442-] Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Ehl-i Suffe'den yetmiş kişi gördüm. Hiçbirinin ridası yoktu. Ya İzarları ya da boyunlarına bağlayıp aşağı doğru saldıkları örtüleri vardı. Bunların da bazısı, diz kapakları ile topuklarının arasına, bazısı ise topuklarına kadar uzanırdı. (Namazda iken) Avret mahallinin görüneceğinden korktukları için elleriyle onu toplarlardı.

 

 

AÇIKLAMA:     (Ehl-i Suffe'den yetmiş kişi gördüm) Bu İfade, ehl-İ suffe'nin yetmiş kişiden fazla olduğunu gösterir. Ebu Hureyre'nin görmüş olduğu yetmiş kişi, Hz. Pey­gamberin maûne gazvesine gönderdiği yetmiş kişinin dışında kalan kimselerdi. Bi'r-i maûne gazvesine gönderilenler de, Suffe'de kalan sahabîlerdi. Ancak hepsi Ebu Hureyre'nin Müslüman olmasından önce orada şehit düşmüştü.